Zehra Bayır cinayetinde tutuklu sanıklar suçlamaları kabul etmedi
Çalıştığı eğlence mekanında öldürülen Zehra Bayır’ı (18) ve cesedini öldürmekten yargılanan tutuklu sanıklar İlimder İlter (24), ağabeyi Ömer İlter (45) ve Ünal Karakulah’ın yargılanmasına başlandı. MUĞLA’nın Milas ilçesinde bahçedeki havuza atılmaya başlandı. Suçlamaları kabul etmeyen sanıkların beraat talepleri mahkemece reddedilerek duruşma 5 Ekim’e ertelendi.
Olay, geçen yıl 24 Temmuz akşamı Selimiye Mahallesi’nde meydana geldi. Konya’dan Milas’a çalışmak için gelen Zehra Bayır, uyuşturucu bağımlısı olduğu iddia edilen ağabeyinin tedavi masraflarını karşılamak için eğlence mekanında şarkı söylemeye başladı. İddiaya göre işletme sahipleri, Zehra Bayır’a toplu ödeme yapacaklarını belirterek bu süre içinde herhangi bir ödeme yapmadı. Ağabeyinin tedavisi için Konya’ya gideceğini ve 50 bin lira alacağını söyleyen Bayır ile iş yeri sahipleri arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine başına sert cisimle vurulan Bayır, daha sonra mekanın bahçesindeki havuza atıldı. Haber verilmesi üzerine jandarma ve sağlık ekipleri adrese sevk edildi. Havuzdan çıkarılan Zehra Bayır’ın yaşamını yitirdiği belirlendi.
Cinayetin ardından işyeri ortakları İlimder İlter ve Ömer İlter, garson Ünal Karakulah, Hatice K. (20), Taner K. (28) ve Milas Adliyesi’nde görevli katip Ahmet G. (42) gözaltına alındı. . Zanlılardan İlter kardeşler ve Karakulah tutuklandı, diğerleri tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. ZEHRA’YI TANIMADIKLARINI SÖYLEDİLER. Bodrum Cumhuriyet Başsavcısı Tolga Yamalı, soruşturmanın ardından zanlılar hakkında 65 sayfalık iddianame hazırladı. İddianamede Zehra’nın sağ kulağında dayak izi, sol gözünün dışında açık, omzunda keskin bir yara, sol kolunda dirsek çevresinde çok sayıda iz ve kesi olduğu belirtildi. sol elinin orta parmağı. Olay yerinde yapılan incelemede, kolluk kuvvetleri ve Cumhuriyet savcısının Ünal Karakulah ve İlimder İlter ile görüştükleri, ortak ifadelerinde Zehra Bayır’ı kendisine geldiği için sima olarak tanıdıklarını söyledikleri belirtildi. mekan bir süre önce eğlenmek için. İlimder İlter ve Ünal Karakulah, Hatice K.’nin kendilerine gelip arkadaşı Zehra’yı bulamadığını, aramalarını istediğini, yerde arama yaparken onu suda yatarken gördüklerini ve dışarı çıkardıklarını anlattı. suyun birlikte. Zehra’nın cep telefonunun kontrolünde genç kızın son olarak İlimder İlter, Ünal Karakulah ve Ömer İlter ile yazışmalarının olduğu da belirtildi. Zehra, İlimder İlter’e 03.34-03.36’da “Odana götürdün, gördüm, Allah belasını versin” sözleriyle bildiriler yollayınca İlter, “Senin gibi kimseyi üstelemem Allah’ım” dedi. seni rahatsız edecek” İddianameye girdi. Hatice K. ifadesinde Zehra Bayır ile birlikte çalıştıklarını belirterek, “Olay günü sabaha kadar işte çalışmaya devam ettik. Zehra’yı da çalışırken gördüm. Akşam kalktığımda Zehra’yı gölde ölü gördüm oradaki çalışanlara anlattım Ömer İlter bana ve oradakilere nasıl ifade vereceklerini anlattı Zehra’nın odasının boşaltılması ve temizlenmesi istendi söyleneni yaptık orada olduğu kaydedildi bir kaide olduğu, odanın kullanılmadığı, Zehra’nın DNA profilinin Ankara Jandarma Kriminal Laboratuvarı raporundaki saat, perde ve çamaşırlardan ve kırmızı battaniyeden alındığı izlenimi yaratıldı. Cesedin üzerine örtülmek üzere zanlılar İlimder İlter’den DNA örneği alındı.İlimder İlter’in saat 03.43’te tartışmanın sürdüğü Zehra’nın odasına gittiği, yerde bulunan Ömer İlter ve Ünal Karakulah’ın olduğu belirtildi. bu sırada da olay yerine gelerek tartışma ve arbedeye karıştı. Ayrıca Zehra’nın 3 kişinin şiddetli darbesi sonucu öldürüldüğü söylendi. Muğla Adlı Tıp Kurumu’nun otopsi raporunda, Zehra’nın ölümünün kafatası, göğüs kemiği ve çok sayıda kaburga kırığı gibi genel vücut travmasının yanı sıra beyin, beyincik, beyin sapı ve omurilik kanamasına bağlı olduğu belirtildi. Beyin dokusu hasarı sonucu ortaya çıktığı ortaya çıktı. Cesedin şüpheliler tarafından bir süre dışarıda tutulduktan sonra gölete bırakıldığı söylendi. Hatice K.’nin ifadesinde, Ömer İlter’in kurduğu senaryoyu ve bunu nasıl yorumlayacaklarını bilen, adliyede görev yaptığını bilen zanlı Ahmet G. ile istişare ederek aldığı ifade edildi. “uygun olur” şeklinde onaylanmıştır. Ahmet G.’nin bu eyleminin aynı zamanda kabahat delillerini gizleme veya değiştirme hatasına yardım suçu oluşturduğu belirtildi. İddianamede tutuklu bulunan İlimder İlter ve ağabeyi Ömer İlter’e ‘kasten öldürme, yok etme, suç delillerini gizleme veya değiştirme’den müebbet, Ünal Karakulah’a ‘yok etme, gizleme veya gizleme’ suçundan 10 yıla kadar hapis cezası verildi. suçun delillerini değiştirmek’; Sanıklar Ahmet G.’nin 15 yıla kadar hapis cezasına, Hatice K. ve Taner K.’nin ise 5 yıla kadar hapis cezası istendi. İn ve Ünal Karakulah, Bodrum Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. Duruşmaya sanık ve müştekilerin avukatlarının yanı sıra çok sayıda sanık yakını katıldı. Duruşma, sanıkların dinlenmesiyle başladı. İlimder ve Ömer İlter’in mahkemede dinlenmesinin ardından duruşma 1 saat ertelendi. Öğleden sonra başlayan duruşmada diğer tutuklu sanık ve yerde çalışma yapan tanık Buse G. dinlendi. Duruşma süresince zaman zaman avukatlar arasında arbede yaşandı, mahkeme salonunda ufak tefek gergin anlar yaşandı. Duruşmada sanık ve müşteki avukatları savunmalarını yaptı. Belgede adı geçen tanıkların dinlenmesi için duruşma 5 Ekim’e ertelenirken, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verildi. Öte yandan sanık avukatları da verdikleri ifadede, soruşturmanın hem kolluk hem de adı geçen taraftan hatasız yürütülmediğini belirterek, tutuklu sanıkların tutuksuz yargılanmalarını talep etti. ‘Sevgili HAMDİ BERAT’TAN ŞÜPHELENİYORUM’ Sanık İlimder İlter de savunmasında, “Suçlamaları kabul etmiyorum. Kuzenimle saat 01.00 sıralarında tarlaya gittik. Beraber çay içtik, sonra ben çıktım. dinlenme odası.5 dakika sonra kız arkadaşım Buse yanıma geldi.Kısa bir süre bende kaldı sonra gitti.O sırada balkona çıktım jandarmaların geldiğini gördüm.Aşağıya indim kızlar çıkıyordu. Zehra balkondaydı kız arkadaşın nerde dedi cevap vermedim 15-20 dk sonra müzik tekrardan balkondan çıktım balkondan zehra geldi Kamelyaya tek başıma gittim Buse yanıma geldi beraber mutfağa gittik Zehrayı o ortada hiç görmedim sabah 6 gibi oradan ayrıldık annemin kaldığı eve gittik bir şeyler yedik .Sonra Buse ile birlikte oturduğumuz eve gittik akşam 6 gibi mekana gittik Hatice yanımıza geldi suda biri var dedi. ‘Halüsinasyon görüyorsun’ dedim. Suya doğru gittiğimde kalçasının dışarıda olduğunu, başının suda olduğunu, beyaz bir örtü giydiğini gördüm ve insan olduğunu açıkça belirttim. Hatice havuza geldi ve ‘Zehra değil mi?’ dedi. söz konusu. Zehra olduğunu anladım ve şok oldum. Taner ve Ela, Zehra’yı sudan çıkardı. Nerede bulunduğunu sorarlar diye sudayken fotoğraf ve görüntüler çektim. Adını bilmediğim biri bana bir battaniye verdi. Battaniyeyi örtemedim. Kulaklarım çınlıyordu, gözlerim kararmıştı. Jandarma gelip olayın orada değil burada olduğunu söyledi. Çektiğim fotoğrafları jandarmaya göstermesi için Ömer kardeşime gönderdim ve broşürleri sildim. Zehra’ya ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yok. Zehra bana Buse’yi odana attığına dair bir mesaj attı Allah kahretsin. Senin gibi kimseyi odama atmayayım diye mesaj attım Allah belanı versin. Daha sonra sesli mesaj gönderdi. Ne dediğini anlamadım, hepsini gördüm. Sonra bildirimleri sildim. Zehra o gece bana neden mesaj attı bilmiyorum. Aramızda husumet yoktu. İddianameyi okuduğumda Zehra’nın odasının temizlendiğini gördüm. Kız arkadaşımın numarası erkek ismine kayıtlı. Zehra ile flört ettik. Farklı insanlarla konuştuğum için erkek ismiyle kayıt yapıyorum. Gerçek aşık olan Hamdi Berat’tan şüpheleniyorum. Fotoğrafları ve görüntüleri çekerken jandarmayı aramak aklıma gelmemişti. Adliyeyi aramadım. Kimin aradığını bilmiyorum. Hatice o gün çok sakindi. Hatice beni bu olaya bulaştırma ben gitmek istiyorum dedi ve Zehra ile ortalık karıştı. Üzerimde çok baskı vardı. Korkmuştum, ilk defa bir ceset görüyordum. Zehra’nın başında bekledim, diz çöktüm. JASAT’ın baskısı vardı. Bir yıldır cezamı çekiyorum ve psikolojik olarak çok kötü durumdaydım.” Olaydan önceki gece saat 20-9 gibi olay yerine gittim. Polis arkadaşlar geldi saat 2’de gittiler, sohbet ettik. yarım saat dışarda daha sonra saat 3 te jandarma gelip kimlik kontrolü yaptı 4 te kasiyere gittim 4:30 da 2 bayan arkadaşla mekandan ayrıldık Milaslı hanımlara donut aldık 5.30’da dükkâna gitti sonra eve gittim suçlamaları kabul etmiyorum tutuklanacağımı düşünmemiştim duş almak üzereyken Ünal aradı. Zehra’yı gölde bulduklarını söylediler.Bana da yardım edin ölmemiş herhalde.Şok oldum soğuk suyla duş alıp gittim.Yoldayken Ahmet’i aradım.Beni de götür dedi gelince Ben götüremem dedim araba gönder dedi.İşyerine gittim Zehra’yı battaniyeye sarılı gördüm.Ordakilere olayı anlattım.Herkes bilmediğini söyledi.O sırada konuşanlar intihar olabileceğini söylüyordu. İntihar olursa dükkânın mühürleneceği inancıyla odaları boşaltın dedim. Jandarmayı arayıp aramadıklarını sorduğumda aramadıklarını söylediler, ben de jandarmayı aradım. Ünal, ben çok kötüyüm, burada kalamam, gidip Ahmet’i alayım mı dedi. Ahmet geldiğinde jandarma oradaydı. Jandarmaya gittim ve tanık olarak ifade verecektim. Jandarma yarım saat sonra yanıma geldi ve ifadenizi şüpheli olarak alacağız dedi. Ahmet benim adliyeden arkadaşım. Zehra’nın eşyalarını jandarmaya teslim ettim. Hatice gitmek istedi, ifade vermek istemedi. Ailesi, Zehra’nın yanında olduğunu bilmediği için bölgeden ayrılmak istedi. Jandarma, “Senin olayla ilgin olmadığını biliyoruz, bana yardım et, seni bırakalım” dedi. İşletmedeki herkes hesabını günlük olarak alırdı. Biriktirdiğimde sadece Hatice’nin parası vardı. Banka hesabı olmadığı için bana verdi. Hatice bir gün bana Zehra’nın uyuşturucu sattığından şikayet ettiğini anlattı” dedi. “KENDİMDEN KONUŞMADIM” Olayın şoku nedeniyle kendini ifade edemediğini söyleyen Ünal Karakulah, ” Suçlamaları kabul etmiyorum. Zehra içeride müşteriyle içki içiyordu. Daha sonra saat 4.30 sıralarında Zehra’yı müvekkilini uğurlarken gördüm. Sabah Ela’dan ayrıldık. Çorba içmeye gittik ve oradan da konuta geçip yattık. Daha sonra öğle saatlerinde Selimiye’ye gittik. Dükkanı temizledik. Akşam İlimder geldi ve geç geldiği için ona bağırdım. Hatice yanımıza gelip gölde birinin olduğunu söyledi. İlimder’e bak dedim. Sonra biz gittik. Ela, Taner ve ben havuza girip Zehra’yı çıkardık. Üzerine battaniye örttük. Sonra Ömer beye haber verdim mekana geldi. Ömer Bey’e Ahmet Bey’i alabilir miyim çünkü kendimi iyi hissetmiyorum dedim ve oradan ayrıldım. Olaydan sonra ilk ifadesinin tehditler olduğunu öne süren tanık Buse G., “Savcılığa verdiğim ifade geçerlidir. Paramızı Volkan İlter’den alırdık. Olduğumuzda Volkan’a söylerdik. acı çekiyoruz Zehra ile yaklaşık 1 yıldır çalışıyoruz.Hiç konuşmadık arkadaş değildik.Zehra ile İlimder arasında daha önce sevgili olduklarına dair İlimder’in telaffuzları vardı.İlimder ile sevgiliydik.Cezaevine girdikten sonra ayrıldık. Olay günü Tuğba’dan telefon geldi Zehra’nın intihar ettiğini söyledi “Bugün bakkala gitmiyoruz” dedi İlimder’e sordum ne oldu telefonu kapat dedi. Whatsapp’tan aradı jandarma var sonra ararım dedi.Olaydan sonra başka özel bir yerde çalışmaya devam ettim.Burada Volkan müşterinin içkisini içtiğim için beni darp etti ve darp raporu alıp dava açtım. Volkan İlter bize ne ifade vereceğimizi söyledi ve bizi tehdit etti. Oraya müşteri olarak geldiğimizi söylememi istedi. Tehdit içeren bir açıklama yaptım, bu nedenle ilk ifadem doğru değil” dedi.
Zehra Bayır’ın avukatlarından Dorukhan Abalı, “Bugün uzun bir duruşmayı geride bıraktık. Zehra artık 18 yaşında bir genç kız. Kendisine yapılanlara sessiz kalamadık. Ancak gördük ki Bugün birçok kadın derneği Zehra’yı yalnız bıraktı. Duruşmayı sadece Bodrum Kadın Dayanışma Derneği takip etti. “Kendilerine buradan teşekkür etmek istiyorum. Diğer dernekler bırakın davayı takip etmeyi, desteklerini bile paylaşmadılar. Ama Zehra’nın katillerinin ortaya çıkması ve en ağır cezayı alması için bu davanın sonuna kadar takipçisi olacağımızı herkesin bilmesini istiyoruz” dedi.